Fikri sınai mülkiyet kavramı, hayatımızda daha yeni sayılabilecek bir çalışma biçimidir. Fikri sınai mülkiyet haklarının kullanımı ve tarihçesi araştırıldığı takdirde ülkemizde ağırlıklı olarak 2017 yılından (10 Ocak) itibaren yürürlüğe giren sınai mülkiyet kanunu ile beraber yer almaya başlamıştır. Sınai mülkiyet hakları aslında günümüz iş dünyasında hemen hemen her çalışanın sürekli iç içe olduğu bir kavramdır. Özellikle Arge ve Ürge merkezlerinin gerçekleştirdiği çalışmaların her biri sınai mülkiyet hakları çerçevesinde olup, bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Gerçekleştirilen Arge çalışmaları neticesinde elde edilen önceki tekniklerin uygulanış biçimleri, araştırma çalışmalarının tamamlanmasına müteakiben önceki teknikte yer alan olgulardaki olumsuzlukların tespit edilmesinden sonra, giderilmesini sağlamak üzere gerçekleştirilen Ürge çalışmalarının tamamı fikri sınai mülkiyet haklarının bir örneğidir. Fikri sınai mülkiyet hakları yalnızca gerçekleştirilen çalışmalar ile de sınırlı değildir. Günümüz şartları göz önüne alındığı takdirde, birçok kullanıcının düşüncelerini gerçek hayata uyarlaması çok güçtür. Bu neden ile alt yapısı doğru hazırlanan ve araştırmaları tamamlanmış olan her fikir veya düşünce FSMH (Fikri Sınai Mülkiyet Hakkı) için bir adaydır.
Teknolojinin geldiği aşamalar göz önüne alındığı takdirde bir personelin yetkinliğinin, bir şirketin gelişime açık olup olmadığının ve hatta bir ülkenin ekonomik kalkınma seviyesinin ölçütlerinden bir tanesi de FSMH ile ilgili çalışmalarıdır/başvurularıdır.
- GİRİŞ
Fikri sınai mülkiyet hakları içerisinde patent başvuruları, faydalı model başvuruları, tasarım tescili başvuruları, marka tescili başvuruları ve coğrafi işaret başvurularını barındırmaktadır. Bahsedilen başvuru türlerinden patent ve faydalı model başvuruları yazılı bir metin aracılığı düşüncenin veya icadın ayrıntılı olarak ifade edilmesi ile koruma kapsamı altına alınmasını belirtirken; tasarım tescili başvuruları ile birlikte yapılan Arge-Ürge çalışmasının görsel özelliklerinin koruma kapsamı altına alınması sağlanmaktadır. Marka başvuruları ise gerçekleştirilen Arge veya Ürge çalışmaları neticesinde ortaya çıkan ürünlere verilen isimlerin koruma kapsamı altına alındığı koruma çalışmalarıdır. Bahsedilen durumların yanı sıra coğrafi işaret başvurularında ise herhangi bir yörede ve/veya bölge içerisinde var olan ve/veya tanınan, kabul görülen doğal ve/veya yapay ürünlerin koruma kapsamı altına alınması sağlanmaktadır. Örnek ile açıklamak gerekirse ülkemizde Gaziantep iline özgü olarak kabul edilen baklava yapay bir ürün olmak ile birlikte coğrafi işaret kapsamında koruma altına alınmış olup; Diyarbakır iline ait karpuz ise doğal bir ürün olup o da coğrafi işaret kapsamı altında tescillenmiştir.
FSMH kavramı günümüzde sanayisinde gerçek veya tüzel kişilerin birbirilerini takip etmesini, gerçekleştirilen teknolojik gelişmelerden haberdar olmasını ve Arge çalışmalarının teknolojinin geleceğine ayak uydurmasında en önemli referanslardan bir tanesidir. Arge çalışmaları temel olarak var olan ürünü bir geliştirmek ve/veya tespit edilen olumsuzlukları gidermek üzere gerçekleştirilen çalışmalardır. Arge çalışmalarının temelinde mevcut olumsuzluklara üretilen alternatif çözümlerin tespit edilmesi ve akabinde ilgili çözümlerin geliştirilmesi yer almaktadır. FSMH kavramı tam bu noktada her Arge merkezinin kalbini oluşturmaktadır. FSMH çalışmalarını takip etmeyen, teknolojik gelişmelere ayak uydurmayan ve gerçekleştirdiği çalışmaları FSMH kavramı altında koruma kapsamı altına almayan Arge merkezlerinin devamlılığının sağlanması ve/veya ortaya çıkardığı işlerden kazanç sağlaması çok güçtür.
- ARGE, ÜRGE ve FİKRİ SINAİ MÜLKİYET HAKLARI
Araştırma, üretim ve teknolojik gelişmeler tüzel veya gerçek kişilerin herhangi bir ürünü ortaya koymadan önce takip etmesi gereken temel işleyiş biçimleridir. Bahsedilen çalışma biçimlerinin tamamı mevcut olarak var olan ve/veya gelecek teknolojinde ihtiyaç duyulabilecek bir sorun veya ihtiyacın giderilmesi adına gerçekleştirilen çalışma biçimleridir. Bir soruna bulunacak çözümün öncesinde çözüm yoluyla ilgili olarak deney-analiz çalışmalarına veya taslak çizimlere önem verilmektedir.
Kimyasal bir proses veya yöntem kuramı üzerinde çalışılıyorsa bu durumda en doğru/verimli sonuç elde edilene kadar sürekli olarak deney ve analiz yapılarak sonuçlar birbiri ile kıyaslanmaktadır. Ancak ortaya konulacak nihai bir ürün olması durumunda ilk akla gelen çalışmalardan bir tanesi öncelikli çözüm sağlayacak unsurun tasarımlarının elde edilmesidir.
Başarılı ve/veya başarısız yapılan her bir deney ve analiz çalışması ile ortaya konan taslak çizimlerin ise her biri FSMH kavramına dahil olmaktadır. Söz konusu durum özetle, çözüm bulunmak istenen bir sorun için henüz çözüm sağlamayan ama çözüme yardımcı olabilecek her bir çalışma FSMH kapsamı dahilinde kabul görülen çalışmalardır. FSMH kavramı sadece nihai ürün odaklı olmayıp, nihai ürünün elde edilmesi süresince gerçekleştirilen her bir çalışmayı da kapsayan genel bir anlayıştır.
- Arge
Arge; işletmelerde yeni ürün ve üretim süreçlerinin ortaya çıkarılmasına yönelik sistemli ve yaratıcı çalışmalardır. Arge bilim ve teknolojinin gelişmesini sağlayacak yeni bilgileri elde etmek veya mevcut bilgilerle yeni malzeme, ürün ve araçlar üretmek, yazılım üretimi dâhil olmak üzere yeni sistem, süreç ve hizmetler oluşturmak veya mevcut olanları geliştirmek amacı ile yapılan düzenli çalışmalardır (Şule, 2020). Arge çalışmaları teknolojiyi takip etmek/yön vermek, çalışmaların devamlılığını sağlamak ve nitelikli ürün ihtiyacını karşılamak ve çalışmaların başarıya ulaşmasını sağlamak üzere gerçek ve/veya tüzel kişiliklerin gerçekleştirdiği her araştırma ve geliştirme proseslerinin genel tanımıdır.
- Ürge
Ürge ise, Arge çalışmaları kapsamında elde edilen sonuçlar ışığında mevcut olarak bulunan ve/veya gelecek adına gerçekleştirilmek istenen sorunlar için elde edilen çözüm adımlarını hayata geçirilmesi işlemidir (Atilla, 2022) Ürge çalışmaları temelinde Arge çalışmalarından sonra gelmektedir. Araştırma işlemleri tamamlanan bir proje için en verimli çözüm yolları veya en verimli çözüm materyali tespit edilmiş olacaktır. Ürge kapsamında söz konusu çözüm yolunun veya çözüme yardımcı materyalin fiziki dünyaya adaptasyonu sağlanmaktadır. Ürge çalışmaları sadece ürünlerin fiziki dünyaya uyarlanması ile sınırlı değildir. Ürünlerin fiziki dünyaya adaptasyonunun sağlanmasından sonra ise Ürge kapsamında ürünler üzerinde geliştirme çalışmaları başlamaktadır. Teknolojinin sürekli hız kazanması, çözüm adına ortaya konan ürünlerin geçerliliğini yaklaşık 1-5 yıl arasına indirgemiştir. Ortalama 5 yıllık ömrünü dolduran ürünlerin büyük çoğunluğu ömrünün geri kalanında bir sonraki Arge çalışmalarında tekniğin bilinen durumu statüsünü kazanmakta ve gerçekleştirilecek çalışmalar için araştırma konusu haline gelmektedir. Bu bağlamda elde edilen çözüm yollarının geçerlilik sürelerini uzatmak adına Ürge çalışmaları gerçekleştirilmektedir. Ürge çalışmaları kapsamında hedeflenen temel olgu tekniğe bir çözüm bulmaktan ziyade kullanılan çözüm yollarındaki verimliliği artırmaktır.
- Fikri Sınai Mülkiyet Hakları
Fikri sınai mülkiyet hakları günümüzde çoğunlukla gerçek veya tüzel kişilerin elde ettiği nihai ürünleri koruma kapsamı altına almak amacıyla tercih ettiği bir protokol anlaşmasıdır. FSMH’ın en bilinen yanlış yönü ise başvuru işlemlerinin gerçekleştirilmesi ile birlikte mutlak koruma sağlandığıdır. FSMH işlemlerinin gerçekleştirilmesi ile ürünler üzerinde koruma işlemleri başlarken; mutlak korumanın sağlanması adına tescillenme şartı aranmaktadır. Yalnızca başvuru aşamasında olan, başvurusu yapılmış ancak süresin devam ettiği veya herhangi bir neden ile reddedilmiş olan projeler mutlak korumadan yoksundur. Literatürde mutlak koruma ifadesi yer almamaktadır. Ancak mutlak koruma ifadesini anlatmak gerekirse, bir ürün özelinde başvuru yapıldığında koruması başlamış demektir. Burada başlayan koruma kapsamı altında başvuru sahipleri ürünün tek hakimidir. Ancak herhangi bir birey veya tüzel kişi ürünü başvuru sahiplerinden habersiz olarak kopyalayıp kullanabilir ve hatta piyasaya sunarak satışa çıkarabilir. Bu durum karşısında başvuru sahipleri ile diğer kişiler davalık olmaktadır. Bahsedilen dava süreçleri genellikle ürünün tescil edilmesine veya reddedilmesine kadar devam etmektedir. Ürün özelinde yapılan başvurunu reddedilmesi durumunda herhangi bir koruma kapsamı olmayacağından dolayı dava olumsuz olarak sonuçlanacaktır. Ancak diğer bir senaryoda ürün özelinde yapılan başvurunun tescil kararına bağlanması durumunda artık başvuru sahibi mutlak koruma kapsamına alınacaktır. Mutlak koruma olarak atfedilen tescil kararına bağlanmış durumdaki ürün özelinde artık başvuru sahibi önceden kendisine verilen her hakkı kullanma yetkisine sahiptir. Diğer bir değişle örneğimizde olduğu gibi ürününü kopyalayan ve satan kişiler üzerinde geçmişe yönelik dava açma hakkına sahiptir. Buradaki temel farklılık şudur, koruma başvuru yapıldığı anda itibaren başlar ve üçüncü şahıslar üzerinde caydırıcılık yaratır. Ancak üçüncü şahıslar için yaptırım uygulama süreci tescil kararı ile başlar. Anlaşmalar gereği başvuru sahipleri için en büyük avantaj ise, bu tür ihlal durumu ile karşı karşıya kalan başvuru sahiplerine geriye yönelik dava açma hakkı da tanımasıdır. Bu nedenle başvuru yapmak tek başına yetersizdir. Her başvuru koruma sağlasa da aranan en büyük kriter tescillenme yani mutlak korumadır.
- ARGEDE ve ÜRGEDE FSMH ETKSİ
Arge çalışmalarının temelini FSMH çalışmaları oluşturmaktadır. Arge çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen araştırma geliştirme çalışmalarında incelenen ve bakılan ilk olgular mevcut sorunlar üzerinde gerçekleştirilen FSMH çalışmalarıdır. Hemen hemen her gerçek ve/veya tüzel kişi gerçekleştirdiği çalışmaları korumak üzerine FSMH işlemlerine tabi tutmaktadır. FSMH çalışmaları temelinde mevcut olarak var olan sorunları çözmek adına gerçekleştirilen olguları barındırmaktadır. Araştırma çalışmalarında konu özelinde yazılmış olan tez, makale, köşe yazısı, video kaydı vb. tüm unsurlar değerlendirilmeye alınmaktadır. Ancak söz konusu metinlerin, görsel veya işitsel kayıtların birçoğu çözümün nasıl ve hangi metotla gerçekleştirildiğine değil doğrudan mevcut sorunu çözen unsurun tanıtımına veya sorunlar için olabilecek alternatif çözüm yollarına sevk etmek amacıyla ortaya konmaktadır.
Mevcutta var olan veya gelecek teknolojisinde kendisine yer bulacak olan çalışmaların anlaşılmasında FSMH çalışmalarının doğru yorumlanması büyük önem taşımaktadır. FSMH çalışmalarını tam olarak yorumlayabilen kişiler her daim araştırma çalışmalarında bir adım önde görülmektedir. İlgili çalışmalar içerisinde söz konusu sorunların çözümü ve/veya çözüm yolları için gerekli her türlü bilgiyi içermektedir. FSMH çalışmalarının haricinde bulunacak birçok yazılı, işitsel ve görsel bildiride bahse konu sorunların çözümü esnasında kullanılan know-how bilgi yer almamaktadır. FSMH çalışmalarının haricinde hiçbir kaynak mutlak koruma sağlama ihtimali barındırmadığından dolayı, ilgili kaynaklardan yalnızca çözüm yolları hakkında fikir sahibi olunabilmektedir. Bu bağlamda Arge ve Ürge çalışmalarında FSMH çalışmalarının doğru yorumlanması teknolojinin gerisinde kalmamak adına çok büyük önem arz etmektedir.
- FSMH’ın Teknolojinin Gelişimi Açısından Önemi
Arge çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen projelere, tüzel veya gerçek kişilerin ilgili çalışmalarının korumak ve kendisine özgü olduğunu kanıtlamak adına FSMH başvurusunda bulunmaktadır. Bahsedilen süreç kapsamında kişilerin hem kendisini hem de ortaya koyduğu teknolojisini koruması sağlanmakta ve rekabet ortamı yaratarak gelişen teknoloji için yeni bir proses/ürün üretimi sağlamaktadır. Gerçekleştirilen her bir FSMH başvurusu temelinde teknolojinin gelişime destek olan bir sonraki adımın gelmesi için zemin hazırlayan bir olgudur.
Birçok araştırmacı kendisinin, bağlı olduğu kurumun veya içerisinde bulunduğu coğrafyanın gelişmesini sağlamak üzere FSMH başvurularını incelemektedir. Arge çalışmaları kapsamında ortaya konan projelerin FSMH ile korunmaması ve/veya kamuya sunulmaması durumunda rekabet ortamı ortadan kalkacaktır. Rekabetin olmadığı bir coğrafya içerisinde gelişmenin olmasından bahsetmekte bir o kadar olanaksızdır. Diğer bir değişle bir sorun özelinde birden fazla çözüm yolu bulanabilmektedir. Önemli olan elde edilen çözüm yolları arasında verimliliği en yüksek maliyeti en düşük olanı tespit etmektedir. Bu bağlamda gerçek veya tüzel kişilerin ortaya koyduğu projeleri için FSMH başvuruları yapmadığı takdirde çözüm yolları üçüncü şahıslar tarafından tespit edilemeyecektir. Bu durum neticesinde gerçek veya tüzel kişiler elde ettiği ilk çözüm yolunda sorunların hallolduğunu ön görerek Ürge çalışmalarına hiç başlamayacaktır. Ürge çalışmalarının olmaması durumunda birincil hedef olan maksimum verim minimum maliyet prensibinden ödün verilmiş olacaktır. Bu durum ise teknolojik çalışmaların ve gelişmelerin elde edilen ilk çözümde durdurulmasına neden olacak olup, gelecek teknolojisinin sürekli olarak durağanlaşmasına neden olacaktır.
Halbuki gerçekleştirilen Arge çalışmalarının FSMH kapsamı altında değerlendirmesi ile birlikte gerçek veya tüzel kişilerin çalışmaların korumanın yanı üçüncü şahıslar açısında bilgilendirmesini sağlayacaktır. Bu sayede ortak olarak bulunan sorunları başkaları tarafından farklı çözüm yolları getirilmesi zorunlu kılınacaktır. Böylece teknolojik faaliyetlere verilen çalışmalar yoğunlaşacak olup, gelecek açısından farklılaşmaların yaşanması sağlanacaktır.
- Rekabet, Arge ve FSMH
Rekabet esas olarak mevcut bir sorun üzerinde çözüm üretme arayışında olan her bireyin veya kuruluş birbirinin elde ettiği çözümün daha iyisine ulaşma çabasına verilen isimdir. Rekabette en önemli faktörlerden biri elde edilen çözümün maksimum verim ve minimum maliyet prensibi açısından yeterliliğinin en üst düzeyde olmasıdır. Günümüz şartlarında bir sorunun çözümü geliştirilen çözüm yolları arasında verimliliği en iyi seviyede ancak maliyetleri çok yüksek olan ürünler her kesime hitap edemez. Her kesimden insanın veya kuruluş ilgili ürüne ulaşması çok güç olacağından dolayı bu tür durumlar içerisinde elde edilen ürünler pazarda kendisine yer bulamaz. Benzeri olarakta maliyet olarak çok düşük olan ancak çözüm esnasında verimliliği çok düşük olan çözüm materyalleri ise sürekliliği olmadığından dolayı pazarda kendisine yer bulsa dahi tercih nedeni olmaktan çıkmaktadır. Bu bağlamda en önemli faktörlerden bir tanesi maliyet ve verimlilik analizinin doğru kurgulanmasıdır.
Arge çalışmalarının alt yapısı bu iki olgunun en iyi derecede elde edilmesini sağlamak üzerine kurgulanmaktadır. Arge çalışmaları kapsamında rekabet ortamı sürekli günümüz sanayisinde ve teknolojisinde var olmaktadır. Rekabet ortamının artmasını sağlayan sürekli alternatif çözüm yollarının gelişmesine katkıda bulunan ise Arge çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen FSMH işlemleridir. Gerçek ve/veya tüzel kişiler arasında süre gelen rekabetlerin en önemli faktörü de birbirleri üzerinde FSMH çalışmaları bakımında üstünlük kurmak istemeleridir.
FSMH çalışmaları, ortaya konan çözüm yollarının sadece korunmasından ibaret değildir. Ortaya konan her çalışma aynı zamanda, rekabet ortamını da engellenen bir çözüm aşamasıdır. Koruma kapsamı altına alınan çalışmalar eşliğinde aynı sorun üzerinde çözüm arayışında olan üçüncü şahısların alternatif üretmesine veya ilgili çözüm yolunu geliştirmesine sevk etmektedir. Bu durum teknolojinin gelişmesinde Arge faaliyetlerinin etkisini ortaya çıkarmaktadır.
- FSMH’ın rekabet ortamında kötüye kullanımı
Arge kapsamında gerçekleştirilen çalışmalar her zaman bir sorunun çözümünü sağlamak üzerine yapılmamaktadır. Birbirleriyle aynı sektörde ve benzeri işleri gerçekleştirilen ve birbirleri ile anlaşamayan gerçek veya tüzel kişiler çoğu zaman birbirilerinin işlerini üzerinde etki sahibi olmak ve diğerini engellemek üzerine de Arge çalışmaları yürütmektedir. FSMH işlemlerinde üretim yapmak ve pazarda söz sahibi olmak önemli olsa dahi her şey değildir. FSMH işlemleri ikinci kullanım olarakta rakiplerin birbirlerinin çalışma alanlarına hukuki açıdan müdahale etmesinin en doğru yoludur. Rakibinizin yaptığı bir alanda gerçekleştirilecek Arge çalışması eşliğinde gerçekleştirilecek bir FSMH işlemi aracılığı ile rekabet ortamı oluşturulmaktadır. Bahsedilen durum FSMH’ın kötüye kullanımı olarak kabul görse dahi etik ve hukuki açıdan bir haktır. Rekabet ortamını sağlayan, gerçek veya tüzel kişilerin her daim teknolojiyi takip etmesini gerekli kılan ve pazarda sürekli olabilmek açısından Arge çalışmalarını zorunlu kılanda FSMH’ın aktif olarak kullanımıdır. FSMH’ın aktif kullanılmadığı alanlarda koruma ve yaptırım uygulama şansı bulunmamaktadır. Bahsedilen durum ise teknolojinin gelişmesi açısından istenmeyen bir durumdur.
- Arge’de FSMH Kültürünün Yaygınlaşması
Fikri sınai mülkiyet hakları Arge merkezlerinde zaman içerisinde gelişen ve uzun vadede maddi ve manevi katkı sağlayan çalışma biçimleridir. FSMH başvurularının sonuçlanma süreleri göz önüne alındığı takdirde ortalama süreyle bir yıl ile 3 yıl aralığında değişen zaman aralıklarında sonuçlandıkları görülmüştür. Bahsedilen zaman dilimleri FSMH başvurularının türlerine değişkenlik göstermekte olup bir yıldan kısa veya üç yıldan sürede sonuç alındığı da görülmüştür. FSMH başvuruları esasında belirli bir sorun üzerinde koruma kapsamı altına alınan alternatif çözüm yollarının birikimiyle sonuca ulaşmayı sağlamaktadır.
Herhangi bir sektördeki süre gelen bir sorun üzerindeki geliştirilecek tüm alternatif çözüm yollarının ve/veya verim-maliyet analizi açısından en iyilerinin koruma kapsamı altına alındığı bir ortam şartında, üçüncü kişiler üzerinde yaptırım uygulama hakkına sahip olunmuş, Pazar kontrolü sizin elinize geçmektedir. Bahsedilen durumun ise yakın tarihte yaşanan en iyi örneği, Motorola isimli iletişim firması uzun yıllar önce pazardan çekildiğini açıklamıştı. Ancak iletişim aygıtları daha doğrusu GPS ve haberleşme ağının tüm koruma kapsamları kendilerine ait olduğundan dolayı, diğer tüm iletişim firmaları, Motorola’ya uzun yıllar ücret ödemişlerdir. Bu süreçte ödenen ücretler üretilen ve üretilmiş olan her bir aygıt için 20 sentlik bir ücretti. Ancak dünya nüfusunun 8 milyarı aştığı (worldometers, 2024)[1] ve ortalama her 4 insandan 3’ünün (mobisad, 2023)[2] en az bir adet iletişim aygıtı olduğu düşünüldüğünde FSMH kavramlarının sadece ürün korumaktan ziyade değil piyasada tekel olarak maddi kazanç sağlama imkanı olduğu da anlaşılmaktadır.
FSMH başvuruları zaman içerisinde kendisini gösteren, tek başlarına kimi zaman yeterli koruma sağlamayan ancak oluşan kültür ile birlikte birbirine bağlı veya birbirinden bağımsız başvuruların bir araya gelerek oluşturduğu hukuki bir güç olarak nitelendirilmektedir. Güçler birliğinin sağlanmasına adına Arge merkezleri içerisinde FSMH kavramının yaygınlaşması ve bir kültür olarak kendisine yer bulması gerekmektedir.
- FSMH’ın Ekonomik Kalkınmaya Etkisi
Fikri sınai mülkiyet hakları gerçek ve/veya tüzel kişilerin geçmişten geleceğe yönelik olarak çalışma alanlarını belirleyen ve pazarda etkin kılınmasını sağlayan en önemli parametrelerden bir tanesidir. Sanayileşmenin arttığı ve her geçen gün rekabet ortamının geliştiği günümüz dünyasında pazarda etkin rol oynamanın ve ekonomik özgürlüğü elde etmenin en önemli yollarından bir tanesi FSMH kapsamında güçlülüğünü ispatlamaktır. FSMH olgusu içerisinde etkin olan, rakiplerinden güçlü olan kurum veya kuruluşlar gelecek teknolojisi adına çalışma imkanına her zaman sahiptir.
Yaşamın belirli noktalarında teknolojik faaliyetlerde durağanlaşma yaşanmaktadır. Teknolojinin durağanlaştığı zaman dilimleri içerisinde en önemli parametrelerden bir tanesi gelişimi ön görmekten ziyade o günün teknolojik şartları içerisinde ekonomik refahı elde etmek, o günün şartlarında gelişimi desteklemektir. FSMH olguları güçlü olan kişi ve kuruluşlar, yeni çalışmalarını ortaya koyarken kendilerine ait olan çalışmalardan destek alarak herhangi bir ihlal ve benzerliğe takılmadan gelişime destek olmak adına çalışmaya devam edebilmektedir. Ancak FSMH olguları zayıf olan kişi veya kuruluşlar gerçekleştirmek istediği çalışmalarda bir başkasının FSMH çalışmalarına takılacak olup ya çalışmalarının devam ettiremeyecekler ya da çalışmalarının sonucunda elde ettikleri sonuçları hayata geçirebilmek adına ödeme yapmak zorunda kalacaklardır.
- FSMH’ın ülke ekonomisine katkısı
Bir ülkenin günümüz şartlarında bağımsız olması ve liderliğini savunabilmesi adına en önemli faktörlerden bir tanesi ekonomik özgürlüğünü/ekonomik gücünü savunabilmesidir. Yeni dünya düzeninde ekonomik özgürlük ihracat ve ithalat arasında süre gelen kar/zarar oranından ibaret değildir. Bir ülkenin ekonomik olarak refah seviyesinde bulunup bulunmadığının en önemli kanıtlarından bir tanesi, ülke içerisinde yapılan FSMH başvurularıdır. Ülkelerin dünya genelindeki popülerlik ve tanınabilirliği hem kendi coğrafyasında yer alan kurum veya kuruluşların yurt dışında gerçekleştirdiği FSMH başvuru ile hem de yurt dışından kabul ettiği FSMH başvuruları ile sağlanmaktadır. Bir ülkeye yurt dışındaki firmalardan ne kadar çok FSMH başvurusu yapılırsa o ülkede yaşanan pazar hareketliliği ve teknolojik gelişmeler o denli hareketli ve gelişime açık olarak ön görülmektedir. FSMH başvuruları kapsamında yapılan olgular, aynı zaman da o ülkede teknolojik gelişmeler yapılan yatırımların bir göstergesidir. Bir ülkede ekonomik kalkınmayı belirleyen en önemli faktörlerden bir tanesi de o ülkeye yapılan yatırımlardır. Yatırımın fazla olduğu ve pazar hareketliliğini sağlandığı coğrafyalar her zaman gelişime açık yerlerdir.
- LİTERATÜR TARAMASI ve TARTIŞMA
Badur vd. Arge sözleşmelerini bilimsel ve teknolojik gelişme sağlayan çalışmalar ile insan ve toplumun bilgi dağarcığının artırılması sonucunda bilimsel ve teknolojik gelişme sağlanması amacını taşıyan ve tam iki tarafa borç yükleyen isimsiz sözleşmeler olarak tanımlanmıştır. Badur ve arkadaşlarına göre Arge sözleşmelerinin konusunu yapılacak araştırma sonucunda mevcut bir ürünün geliştirilmesi ya da yeni bir ürünün elde edilmesi oluşturmaktadır. Arge sözleşmelerinin amacının ve konusunun fikri haklar açısından incelemeye açık bazı unsurların ortaya çıkması olarak değerlendirilmiştir (Emel, Gülmelahat, 2022).
Ancak Badur vd. ’nin bahsettiği gibi Arge sözleşmelerinin konusu yalnızca yapılacak araştırma sonucunda mevcutta var olan bir ürünün geliştirilmesi veya ortaya yeni bir ürün koymak değildir. Arge araştırmalarının en önemli özelliklerinden bir tanesi rakip analizi yapmak ile, günümüz ve gelecek teknolojisinden haberdar olmaktadır. Yeni ürün ortaya koymak bodurun bahsettiği gibi Arge çalışmalarının bir konusu olsa dahi, ürün gelişiminden bulunmakta Arge’den daha ziyade Ürge çalışmalarının kapsamı içerisinde kendisine yer bulmaktadır.
Onur çalışmasında, Türkiye’de pek çok alanda teşvik programı uygulanmasına rağmen bu programların büyük bir bölümü ihracata ilişkin teşviklerinden oluştuğundan bahsetmiştir. Ancak, Türkiye’de ihracatın artırılmasına yönelik uygulanan birçok teşvike rağmen ihracatta ciddi bir artış kaydedilmediğinden ve dünya çapında tanınırlığı olan markalar oluşturulamadığından bahsetmiştir (Murat, 2021).
Onur’un çalışmasında bahsettiğinin aksine, Türkiye’nin uyguladığı teşvik programları kapsamı içerisinde gelişen bir sanayileşme faaliyetinin olduğu aşikardır. Örnek ile açıklamak gerekirse başta Türk Hava Yolları olmak üzere daha birçok kurum ve kuruluş Türkiye’nin dünyada tanınırlığını artıran çalışmalar yapmaktadır. Türk Hava Yolları dünya çapında kabul görülen Skytrax Dünya Hava Yolu Ödüllerinde 2021 yılında (strax, 2021-2024 )[3] (Onur’un ilgili yazıyı kaleme aldığı yıldır.) 17’nci olarak tamamlamıştır. Devam eden yıllara baktığımızda ise 2024 yılına geldiğimizde ilk 10’a girme başarısı göstererek 8’inci sırada yer almıştır. Anlaşılacağı üzere Onur’un bahsettiğinin aksine teşvik programları ve Arge süreçleri neticesinde Türkiye’nin tanınabilirliği artmaktadır.
Demiroğlu çalışmasında yabancı sermaye çekmeye uygun ekonomik ortam için, fikri mülkiyet haklarına etkin koruma sağlanmasının önemli koşullardan olduğunu vurgulamıştır. Demiroğlu ayrı olarak çok uluslu şirketlerin yatırım yeri tercihlerinde patent ve marka haklarının etkin korunmasının önemini vurgulamıştır. Normal koşullarda fikri mülkiyet korumasının yabancı yatırımlar için olumlu bir etken olduğundan ancak olağandışı başka siyasi ve ekonomik faktörler bu etkinin önüne geçtiğinden bahsetmiştir (Mehmet, 2022).
Ancak siyasi ve ekonomik nedenlerin, fikri sınai koruma kapsamları ile bire bir bağdaştırılması ve önde tutulması yanlış bir bakış açısıdır. Siyasi değerler ve gelişmeler gelişmiş ve/veya gelişmekte olan ülkelerde bağımsızlığın bir sebebi olmanın yanı sıra tüm dünyada kabul görülen FSMH kavramının üzerinden etkisizdir. Ancak FSMH kavramlarına siyasi müdahalenin olduğu ülkeler ve/veya bölgelerde gelişmişlikten ve hukuki yaptırım süreçlerinden bahsedilemeyeceğinden dolayı ekonomik kalkınma söz konusu olmamaktadır.
Işık, patent koruması ve teknolojinin etkin kullanımı ile yüksek teknoloji üretebilen yeni firmalar ortaya çıkabileceğini söylemiştir. Bu sayede firmaların bilgiyi, teknolojik ürünlere dönüştürmek suretiyle sektörler arası teknoloji transferini kolaylaştırabileceğinden patent faaliyetleri ve bu faaliyetlerin geri dönüş oranının artmasının teknolojinin ihracat oranı üzerinde olumlu bir etki oluşturacağı üzerinde durmuştur. Bu durumun ülkenin dışa bağımlılığının azaltılmasına yardımcı olurken bölgesel ve yerel ekonomi yeniden yapılanarak iktisadi faaliyetlerin çeşitlenmesine neden olacak ve buna bağlı olarak iktisadi verimlilik de artırabileceğini belirtmiştir. Ayrıca, patent koruması çalışmalarının ekonomik değere dönüşüp yenilikçi firmaların faaliyet göstermesi, yeni girişimcilerin yetişmesine ve istihdam olanaklarının artmasına yol açabileceğinden bahsetmiştir. Yeni istihdam alanlarının ortaya çıkması ise beyin göçünün önlenmesine katkı sağlanabileceğinden ve bu durumun ekonominin sahip olduğu kaynakların daha verimli kullanılmasından dolayısıyla refah düzeyinin yükseltilmesine vesile olurken ülkenin de rekabet düzeyini yukarı seviyelere çekebileceğini belirtmiştir (Cem, 2014).
Eren ve arkadaşları ilgili yazılarında FSMH kavramından daha ziyade sadece patent ve faydalı model başvurularının üzerinde durmuşlardır. Eren ve arkadaşlarına göre, patent/faydalı model, yenilik için hem bir girdi hem de bir çıktı göstergesi olarak kullanılmaktadır. Patent/faydalı model dokümanlarının sağladığı yeni bilgilerden yenilik sürecinin başlangıcında; çıktılarından ise firma performanslarının değerlendirilmesinde yararlanıldığından bahsetmiştir. Bu nedenle değerli sınai mülkiyet varlıkları oluşturarak firmanın yeteneğinin güçlendirilmesi için bir sınai mülkiyet stratejisi benimsenmesi birçok açıdan yararlı olacağından bahsetmiştir (Hakan, Ali, 2016).
Zerenler ve arkadaşları işletmelerin dünya ekonomilerinde ve kendi ülke ekonomilerinde başarıyla faaliyet gösterebilmesi ve rakiplerine üstünlük sağlayabilmesi için sürekli mevcut üretim faktörlerini ve ürünlerini yenileyip geliştirmeleri gerektiğini belirtmiştir. Zerenlere göre günümüzün rekabetçi ortamında hızla gelişip büyüyen işletmelerin genellikle araştırma ve geliştirmeye önem veren, yenilikçi işletmeler olduğu; araştırma-geliştirmeye önem verilmesinin pazarla, işletme ile sosyal fayda ve personelle ilgili çeşitli nedenlerinin bulunduğu, araştırma geliştirmenin küresel ölçekte önem kazandığı görülmektedir. İşletme için rekabet üstünlüğü elde etmenin temel kaynağını oluşturmaktadır. Küresel ekonominin kuralları, bir işletmenin rekabetçi pazar koşullarında ayakta kalabilmesi için ya yenilikleri yakından takip ederek organizasyonel yapılarına uygun biçimde uyarlamayı ya da yeniliklerin bizzat kendileri tarafından geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda, bir işletmenin yenilik odaklı stratejilere sahip olması hem rekabet gücünü artırmasında hem de varlığını koruma ve sürdürülebilirliğini sağlaması konusunda önemli katkılar sağlayacaktır (Muammer vd., 2007).
- SONUÇ
Fikri sınai mülkiyet hakları, sanayileşme hareketinin ve teknolojinin gelişiminin temel dayanaklarından birisidir. Teknolojinin gelişmesinde, pazar rekabetinin artmasında ve sanayileşme faaliyetlerinin devamlılığının sağlanmasında en önemli faktörlerden bir tanesi FSMH’a verilen değerdir. Fikri sınai mülkiyet hakları çerçevesinde gerçekleştirilen her hareket sanayileşme faaliyetleri arasında rekabet ortamı sağlamaktadır. Rekabetin olduğu ticari faaliyetler ise coğrafyanın ve teknolojik faaliyetlerin gelişmesinde etkilidir. Artan rekabet şartları ve pazarda tutunma ihtiyacı, kurum veya kuruluşlarda Arge çalışmalarına destek olmak ve hem bugünün teknolojisine ayak uydurmasını hem de geleceğin teknolojisini planlaması için çalışmasını öncü kılmaktadır. Teknolojinin hangi yöne evrileceğini önceden belirlemek ve çalışmalarını bu alanda geliştirmek kurum veya kuruluşlara her daim sektöründe tek el olma hakkı tanıyacaktır. Arge çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen bu çalışmalar FSMH başvurularının takip edilmesiyle sağlanmaktadır. FSMH başvuruları sadece bir koruma sağlamaktan ibaret değildir. Doğru yorumlanması ve çalışma alanlarının doğru belirlenmesi ile birlikte FSMH çalışmaları bugünün sanayisini anlamada ve geleceğin teknolojisine yön vermede en büyük destekçidir.
Teknolojik faaliyetlerin desteklenmesi, ekonomik kalkınmanın sağlanmasının en iyi yoludur. Geleceğin teknolojisini önceden yakalayan ve bu bağlamda FSMH çalışmalarını gerçekleştiren ülke, kurum ve kuruluşlar pazarda kendilerine her daim yer bulmaktadır. Ekonomik refah seviyesinin sağlanması ise pazar faaliyetlerinin gerçekleşmesiyle mümkün olmaktadır. Arge çalışmaları ise bu noktada ekonomik kalkınmanın sağlanması ve refah seviyesinin yakalanması hususunda en büyük rolü üstlenmektedir. Arge çalışmaları bir ülkenin gerek o günün şartlarında gerekse de geleceğin temelinin inşasında sahip olduğu rolün en büyük kısmını üstlenmektedir. Arge çalışmalarının yeterli ölçüde gerçekleştiği ve sürekli olarak yarının düşünüldüğü coğrafyalar ekonomik kalkınmanın en güçlü olduğu coğrafyalardır.
Arge süreçlerinin devamlılığının sağlanmasında en çok dikkat edilen hususlardan bir tanesi gerçekleştirilen FSMH çalışmalarıdır. FSMH çalışmalarının eksik kaldığı alanlarda pazarda etkin bir rol oynamak ve ekonomik kalkınmayı yakalamak çok güçtür.
Özetle, fikri sınai mülkiyet hakları Arge çalışmalarının en güçlü özelliklerinden bir tanesidir. FSMH kavramları bakımından güçlü olan gerçek ve/veya tüzel kişilikler teknolojinin belirlenmesinde ve kullanılmasında en büyük söz sahipleridir. Arge çalışmalarına yeterli önemi vermeyen ve FSMH bakımından yetersiz kalan gerçek ve/veya tüzel kişilikler ise yön belirleyici olarak değil, kendisi için oluşturan çizgide çalışma sürdürmeye mahkumlardır. Bu tür kurum veya kuruluşlar ise zaman içerisinde pazarda barınacak alan bulmayacaktır. FSMH zenginliği hem bugünün pazarının takip edilmesinde hem de geleceğin teknolojisine yön verilmesinde dikkat edilmesi gereken ve gerçek ve/veya tüzel kişileri güçlü kılan en büyük faktördür.
- KAYNAKLAR
Badur, E., & Doğan, G. (2022). FİKRİ HAKLAR AÇISINDAN ARAŞTIRMA GELİŞTİRME SÖZLEŞMELERİ. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 26(3), 77-118
Bağrıaçık, A. (2022) “AR-GE VE ÜR-GE NEDİR, ARALARINDA NASIL BİR İLİŞKİ VARDIR?” https://www.abdanmerymm.com/ar-ge-ve-ur-ge-nedir-aralarinda-nasil-bir-iliski-vardir.html 06.05.2022
Demiroğlu, M. (2022). TÜRKİYE’DE FİKRİ MÜLKİYET KORUMASI, PATENT VE MARKA KORUMASI-YABANCI SERMAYE İLİŞKİSİ. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 13(2), 116-126
Eren, H., & Kılıç, A. (2016). FİRMALARDA PATENT VE FAYDALI MODEL EDİNİM STRATEJİSİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER. Uluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi, 12(28), 189-208
Gökovalı Ü. ve Bozkurt K. (2006) “FİKRİ VE SINAÎ MÜLKİYET HAKKI (FSMH) OLARAK PATENTLER: DÜNYA VE TÜRKİYE AÇISINDAN TARİHSEL BİR BAKIŞ”, Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2006 Güz:17
Işık, C. (2014). Patent harcamaları ve iktisadi büyüme arasındaki ilişki: Türkiye örneği. Sosyoekonomi, 21(21)
Mikdan, Ş. (2020) “Ar-Ge Nedir? Ar-Ge’nin Amaçları Nelerdir?” https://www.iienstitu.com/blog/ar-ge-nedir, 24.01.2020
Olgun Hukuk (1990), “Fikri ve Sınai Haklar Hukuku Davaları” https://www.olgun.av.tr/tr/fikri_ve_sinai_haklar_hukuku_davalari,
Onur, M. (2021). AR-GE MERKEZİ DESTEĞİ İLE TURQUALITY PROGRAMININ TASARIM, PATENT VE FAYDALI MODEL TESCİL BAŞVURULARI KAPSAMINDA İHRACAT ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN İNCELENMESİ. Journal of Research in Economics, 5(1), 69-98
Zerenler, M., Türker, N., & Şahin, E. (2007). KÜRESEL TEKNOLOJİ, ARAŞTIRMA-GELİŞTİRME AR-GE VE YENİLİK İLİŞKİSİ. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, (17), 653-667